|
|
|
MSN sohbetinizi birileri dinliyor |
 |
 |
|
 |
Mahrem sohbetlerinizin aslında ne kadar uluorta olduğunu görmek ister misiniz? |
 |
17 Aralık 2007 09:55 |
 |
|
 |
Modern çağın renkli dekorunun ardındaki izbe, karanlık ve tezat dünyayı bize hatırlatmaya çalışan distopik kurguların sıkça başvurduğu 'hayatın formatlanması' meselesi her geçen gün biraz daha sıradan gerçeklik halini alıyor. Yıllar önce bir gün hayatımın önemli bir kısmını içine doldurduğum ve salyangozun kabuğu misali bağlandığım dizüstü bilgisayarımın yedeğini almaya karar vermiştim. İçinde sadece kişisel değil işe yönelik birçok dosya bulunduğundan kaybolması ya da çalınmasının tam bir felaket olacağını fark etmiştim. Yedekleri aldım, hatta çalınma riskine karşı yedek dosyalarını bile şifreledim ve eve döndüm.
Detaylarını bu köşede zamanında yazdığım için çok ayrıntıya girmeyeceğim ama o akşam Murphy'nin aksilikler ve acı tesadüfler zincirine esaslı bir örnek olacak şekilde olmayacak işlerin hepsi oldu ve bilgisayarımı ve yedek diski taşıyan çantam arabamın bagajından bilmediğim (ve hâlâ merak ettiğim) başka bir yere doğru yola koyuldu. Çalınan çantamın içinde aynı zamanda o dönem pek bir meşhur olan PDA adlı cep bilgisayarım, birkaç dakika önce şarjı bittiği için içine attığım cep telefonum, anahtarlarım ve kişisel evraklarım da vardı.
Özetle birkaç dakika içinde bütün telefon numaralarına, adreslere, e-posta yazışmalarına, anlaşma, sözleşme, haberler ve daha nice şey içeren dijital dosyalarıma, şarkılarıma, fotoğraflarıma, şifrelerime, hazırladığım sitelerin kaynak kodlarına, yazmakta olduğum kitabımın yarıdan fazlasının bitmiş haline, evimin ve gazetedeki odamın anahtarlarına veda etmiştim.
Bilgisayara benim kadar bağımlı bir işiniz olmasa bile yıkımın korkunçluğunu tahmin edebilirsiniz. Elbette hiçbir araştırma sonuç vermedi ve ben sahip olmamama rağmen birkaç ay daha taksitlerini ödemeye devam ettiğim bilgisayarımı bir daha hiç görmedim.
O zamandan beri bilgisayarımda neredeyse hiçbir şey tutmuyorum. Adresler, telefonlar, e-postalar, resimler, şarkılar, sık ziyaret edilen siteler; kısacası mümkün olan her şeyim internette. Neyse ki her geçen
gün biraz daha gelişmiş hizmetler bunu daha da kolaylaştırıyor. Bir dönem ciddi bir bütçe ayırmanızı gerektiren hizmetlerin artık misliyle gelişmişi bedava. Böylece aslında tam olarak nerede olduklarını bilmediğim hayatıma dair kırıntılarıma internet tarayıcımın penceresinden ulaşabiliyorum. 'İnter-net'in; yani ağ denilen şey bu değil de nedir?
Panzehirin kökünü zehirden alması gibi dijital yaşamın dertlerini yine dijital çözümlerle halletsek bile bu bizi yanıltmasın. Kendi kontrolümüz dışındaki gelişmeler konusunda hâlâ fazlasıyla korumasız ve kırılganız. Yani yukarıda beni kurtarmış gibi görünen senaryoya bir de şöyle bakalım: ya şifrelerim birilerinin eline geçerse?
Yani ya bir gün bilgisayarı açıp fotoğraflarıma, belgelerime ya da mektuplarıma bakmak için bağlandığımda birkaç saat önce çalışan şifrem işlemez hale gelirse? Bütün bilgilerim aynı şekilde benden birer birer kopup giderse?
Haydi bu bir ihtimal; biraz daha paranoyak düşünelim: ya birisi aslında zaten şifrelerimi ele geçirmiş de benimle birlikte bütün hayatımı an be an gözetliyorsa? Yazdığım ve aldığım her mektubu, yüklediğim her fotoğrafı, yarattığım her belgeyi, konuştuğum her kişiyi, konuştuklarımı, gezdiğim siteleri izliyorsa? İmkânsız diyebilir misiniz buna? Üstelik istihbarat, teknik takip dediğimiz o bin yıllık sanat zaten bu değil midir?
Ben şimdi size iki taraf arasında şifresiz bir protokol kullandığı için devletin bütün MSN kayıtlarını izlediğini ve arşivlediğini söylesem itiraz edebilir misiniz? Teknik olarak imkânsız diyebilir misiniz? Gazetelere haber olarak geçen olaylardan o an dikkat çekmeyen birkaç örnek sıralasam şaşırır mısınız?
Ben MSN kullanmıyorum ama kullanıyor olsaydım hemen getir.net/6es adresine gider ve SimpLite adlı bedava MSN kriptolama uygulamasını yüklerdim. Dünyanın en yoğun MSN nüfusuna sahip bir ülkede kullanıcıların hoyratlığına mı yoksa bütün rakipleri şifreli ortama geçmişken Microsoft'un şifresiz devam etmesine mi şaşmalı bilemiyorum. Eğer o mahrem sohbetlerin aslında ne kadar uluorta olduğunu görmek isterseniz de getir.net/6et adresindeki küçük yazılımı yükleyin ve ta-taa! İşte ağınızdaki bütün sohbetler ekranınızda canlı yayında! Siz bir de profesyonel olarak buna kafayı takanların yaptıklarını düşünün.
Peki hadi şifrelerinizi kaptırmadınız, devletin de sizi adamdan sayıp takip ettiği yok. Peki bu Google'a, Facebook'a, ona, buna verdiğimiz bilgiler ne oluyor? Üstelik gönüllü veriyoruz bir de!
Özetleyecek olursak modern distopyamızın üç zayıf noktası var: bilgilerin sahipliği ve korunması, tehditlerin algılanması ve elenmesi, son olarak da tatsızlıklara karşı en azından basit tedbirlerin alınması.
Galiba en iyi tedbir İntel'in kurucusu Andy Grove'un dediğini unutmamak: sadece paranoyaklar hayatta kalır! |
ALINTIDIR www.haber101.com
YERLİ GOOGLE YOLDA |
Tek tık'la yıllar öncesine ait her türlü yazılı evrak ve belgeye ulaşılabilecek bir sistem hazırlanıyor.
18.12.2007 07:08 |
Aranan dosyaların bulunamadığı evrak depoları ve tozlu arşivler tarihe karışıyor. Bunun yerine tıpkı arama motoru Google gibi tek tık'la yıllar öncesine ait her türlü yazılı evrak ve belgeye ulaşılabilecek bir sistem hazırlanıyor.
1 Ocak 2008 tarihinden itibaren başlatılacak projenin mimarı Teknoloji Holding. Sisteme BelgeTurk Merkezî Kayıt Kuruluşu (MKK) ismi verildi. Benzer bir sistem AB ülkelerinde 20 yıldır kullanılıyor. Sistemin AB'ye 243 milyar Euro tasarruf sağladığı belirtiliyor. Teknoloji Holding Yönetim Kurulu Başkanı Emin Hitay, MKK'nın en çok devlet kurumları ve işletmeler tarafından tercih edileceğini söylüyor.
Yeni uygulama sayesinde, fiziksel ortamda, kâğıt üzerinde yapılan, teklif, sipariş, kontrat, fatura, irsaliye/irsaliyeli fatura ve dekont gibi tüm 'resmî işlemleri', elektronik ortamda, geçerli ve güvenli şekilde 'e-belge' olarak düzenlenebilecek. Kâğıt tüketimini asgari seviyeye indirecek proje hakkında bilgi veren Emin Hitay, Avrupa ülkelerinde e-belge yönetimi ile yılda 20 milyar yaprak, 40 bin ton kâğıt tasarrufu sağlandığını, 12 ila 16 milyon ağacın kurtarıldığını ifade ediyor. BelgeTurk ile Türkiye'de de benzer tasarruf oranlarının yakalanabileceğini kaydeden Hitay, sistem için 4 milyon Euro yatırım yaptıklarını açıkladı. Bilgi teknolojileri alanında yeni bir pazar oluşturacak BelgeTurk için 2008'de net bir ciro hedefi öngörmediklerini ifade eden Hitay, şirketin iş ortakları arasında, ERP sistem sağlayıcıları, elektronik imza servis sağlayıcıları (ESHS), bankalar, internet servis sağlayıcıları (ISP) bulunduğunu dile getiriyor. Söz konusu hizmetler, elektronik posta, web siteleri, internet bankacılığı ve cep telefonu üzerinden müşteriye sunulacak.
Zaman
|
İNTERNET ERİŞİMİNDE AVRUPA SONUNCUSU OLDUK ! |
İşte rakamlarla utandıran karnemiz..
11.12.2007 20:58 |
Avrupa Birliği (AB) İstatistik Kurumu'nun 2007'nin ilk 3 ayını kapsayan araştırmasına göre AB'de hanelerdeki internet erişimi yüzde 49'dan yüzde 54'e çıktı. Aynı dönemde hızlı internet erişimi de yüzde 30'dan 42'ye yükseldi. Paralel araştırmayı yapan Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2007 yılı nisan-haziran aylarını kapsayan çalışmasına göre, Türkiye'deki internet erişim oranı yüzde 18,9 olarak açıklanmıştı. Bu sonuca göre Türkiye, Bulgaristan'ın ardından sonuncu sırada yer alıyor. Hızlı internet erişiminde (ADSL) ise Türkiye, Romanya ve Yunanistan'ı geride bırakarak sondan 3'üncü oldu. Son 4 yılda ADSL konusunda Türkiye'de yapılan yatırım ile hızlı internet yatırımı erişim oranını artırsa da alınması gereken çok mesafe var. AB'de internet erişiminin en yüksek olduğu ülke yüzde 83 ile Hollanda. AB internet erişiminin artırılması için fiyatların düşmesi gerektiğini savunuyor. Bunun için de tam rekabetin sağlanması ve erişimin çeşitlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Türkiye'de hızlı internet erişimi pazarının yaklaşık yüzde 97'sini Türk Telekom'un kontrol ettiği TTnet elinde tutuyor. Türkiye'de internet kullanımının yaygınlaşması amacıyla Ulaştırma Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın ortak çalışmasıyla Türk Telekom tüm okullara ADSL götürmek için çaba harcıyor.
ARAMADA KULLANILIYOR
TÜİK'in yaptığı araştırmaya göre, 16-74 yaş grubu arasında internet kullanım oranı yüzde 26,6 olurken, AB'de 16-24 yaş grubunda kullanım oranı yüzde 78. Kullanım amaçlarında ise benzerlik dikkat çekiyor. İnternet kullanıcıları genelde interneti bilgi aramak, eposta gönderip almak ve sohbet etmek için kullanıyor. Ancak genelde araştırma sonuçlarına pek yansımayan önemli bir konu da hızlı internet erişiminin müzik, film ve yazılımları ücretsiz indirmek için kullanılıyor olması. Avrupalı internet kullanıcılarının yüzde 10'u internet erişimini telefon konuşması için de kullanıyor.
AB'nin işyerleri için yaptığı araştırmada ise internet kullanımı yüzde 94'e ulaşıyor. Türkiye'de bu oranın henüz yüzde 30'lar seviyesinde olduğu tahmin ediliyor. Kullanım oranının artırılmasında devlet kurumlarının internet kullanımı ve başvuruları elektronik ortama almasının payı olduğu görülüyor.
SABAH
|
370 KAÇAK ASKER FACEBOOK' TA YAKALANDI |
Bunu hiç düşünmemiştiniz değil mi? Teknolojik gelişmeleri en yakından takip eden kurum Genelkurmay Başkanlığı...
10.12.2007 21:25 |
Genelkurmay Başkanlığı, fotoğraflı arkadaşlık sitesi Facebook’ta yapılan tarama sonucunda asker kaçaklarını tek tek eliyle koymuş gibi bulmaya başladı. Bu yolla 370 kaçak yakalandı
Asker kaçakları için kötü bir haber... Facebook ya da benzeri internet sitelerinde eski arkadaşlarını arayan asker kaçaklarına kışlanın yolu gözüktü. Teknolojik gelişmeleri yakından takip eden Genelkurmay Başkanlığı, bütün aramalara rağmen bulunamayan asker kaçaklarını Facebook başta olmak üzere diğer sitelerden de takip ediyor.
SANAL ARAMALARA DEVAM
Fox TV'nin haberine göre sanal ortamda iz süren Genelkurmay bugüne kadar sadece İstanbul'da 370 asker kaçağını yakaladı. Facebookta bulunan kişisel bilgilerden, asker kaçaklarının çalıştığı kurumlara ulaşan askerlik şubeleri bu kişilerin kurumlarına asker kaçağı çalıştırdıklarına dair yazı yolladı. Kanunlara göre asker kaçağı çalıştırmak suç olduğu için iş verenler onları çalıştıramıyor, İşinden olan kaçaklarsa kışlanın yolunu tutmaktan başka çare kalmıyor. Askeri yetkililer, Genelkurmay'ın asker kaçaklarını bulmak için sanal alemi bundan sonra da dikkatle izleyeceklerini belirtti. |
GOOGLE 'DA EN ÇOK HANGİ TÜRKLER ARANIYOR ? |
Siyasetçilerden sanatçılara, üç büyüklerden şehirlere işte sonuçlar...
09.12.2007 10:32 |
Dünyanın en büyük arama motorlarından Google’ın "trends" hizmetiyle hangi kelimelerin nerelerden ne kadar yoğunlukta arandığı öğrenilebiliyor.
www.google.com/trends adresinde kelimelerin aranma oranlarıyla ilgili ayrıntılı bilgi veriliyor. Sayfada yoğun olarak aranan kelimelerin tüm dünyada hangi olaylar sonucunda, hangi siteler üzerinden popüler olduğu bilgisine ulaşılabiliyor. Bilgilerin grafiklerle desteklendiği sayfada, kelimelerin yazılışlarına göre alınan sonuçlar ise faklılık gösteriyor. Uluslararası sonuçlara ulaşmak için Türkçe karakter kullanmadan arama yapmak gerekiyor. Sayfada ayrıca, kelimelerin arama oranları karşılaştırılabiliyor. Buna göre, "Mustafa Kemal Atatürk"ü Türklerden sonra en çok arayanlar Hollandalılar olarak görülüyor. Tüm dünyada en çok aranan Türk ibarelerinden olan "Turkish Delight" (Türk Lokumu) ise özellikle Avustralya ve Yeni Zelanda’da ilgi görüyor.
BODRUM’U BELÇİKALILAR
Turizm bölgelerimizden Bodrum’u Belçikalılar, Marmaris’i Sırbistan Karadağ ve Hollandalılar, Fethiye’yi İngilizler arıyor. İstanbul ise Almanlar tarafından yoğun ilgi görüyor. "Turkey" kelimesi de yine İngilizler tarafından aranırken, İtalyanlar, "Gallipoli" (Gelibolu) kelimesini aramada, I. Dünya Savaşı’nda ataları bu topraklarda savaşan Avustralya ve Yeni Zelandalılardan önde yer alıyor.
SİYASİLERİN "TRENDS" PROFİLİ
Sitede siyasilerle ilgili aramalarda da ilginç sonuçlar çıkıyor. Son genel seçimlerde partisi 81 ilin büyük bölümünde birinci olan Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Konyalı internet kullanıcıları yoğun ilgi gösterirken, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal en çok Samsun’dan aranıyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Başbakan Erdoğan gibi en fazla Konyalılardan ilgi görüyor.
Üç liderin isimleri karşılaştırmalı arandığındaysa son yapılan genel seçimlerdekine benzer bir sonuç çıkıyor. Başbakan Erdoğan, Baykal ve Bahçeli’nin önünde yer alıyor.
Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz, Trabzon’dan daha çok aranırken, memleketi Rize, Google’dan Mesut Yılmaz’ı arayan iller listesinde ilk 10’da yer almıyor. Tansu Çiller Adapazarı’ndan, Süleyman Demirel
Aydın’dan, Bülent Ecevit Mersin’den, Necmettin Erbakan da İzmit’ten daha fazla aranıyor.
TRENDS’TE EZELİ REKABET
Türkiye’nin üç büyük kulübü Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın rekabeti internet ortamında da devam ediyor. Fenerbahçe’nin Google’daki aranma yoğunluğu Roberto Carlos’un transferi ve Şampiyonlar Ligi’ndeki 1-0’lık İnter zaferiyle tavan yaparken, Galatasaray ve Beşiktaş da
Avrupa kupalarında oynadıkları karşılaşmalarla aranıyor.
Fenerbahçe ve Beşiktaş İstanbul, Galatasaray ise Diyarbakır’daki internet kullanıcıları tarafından sıklıkla aranıyor. Üç büyük takım Avrupa’da başta Almanya olmak üzere çok sayıda ülkeden de takip ediliyor. Ezeli rakiplerin karşılaştırmalı aramalarında ise Galatasaray az farkla Fenerbahçe’nin önünde yer alırken Beşiktaş onları takip ediyor.
Öte yandan, sanatçı Türklerden Tarkan’ı Bulgarlar, Mustafa Sandal’ı Avusturyalılar, Fazıl Say’ı İsviçreliler yoğun olarak arıyor.
13 Mayıs 1981’de Vatikan’da Papa II. Jean Paul’e suikast girişiminde
bulunan Mehmet Ali Ağca, Hollandalılar, Almanlar ve Polonyalılar tarafından aranırken, bir dönem "İnternet Mahir" olarak sanal alemde ün yapan Mahir Çağrı da İsveç, Kanada, ABD ve Avustralya’da internette aranan ünlü Türkler arasında yer alıyor.
|
NASA EVİNİZE GELİYOR |
3 boyutlu program internetten ücretsiz indiriliyor
18.12.2007 11:47 |
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), tarafından hazırlanan ve internetten ücretsiz indirilen ''Virtual Lab'' isimli program, NASA teknolojisinin evlere taşınmasını sağlıyor.
Sanal mikroskop görevi gören yazılım, Nasa laboratuvarlarında elde edilen mikroskop görüntülerini bilgisayar kullanıcılarının hizmetine sunuyor.
İçinde binlerce örnek olan bir arşive sahip yazılımla, seçilen örnekler yüksek çözünürlükte 145 bin kat yakınlaştırılabileceği gibi, gerçek bir mikroskopta olduğu gibi netlik ayarları değiştirilebiliyor.Çeşitli böcek türleri, elektronik devreler, çiçekler, hatta insan kanı, köpek kalbi ile taş ve fosil örneklerinin incelenmesine izin veren, kişisel olarak evlerde bulunması imkansız hatta bir çok ülkede bile az sayıda bulunan özel elektron mikroskobu, bir böceği en ince ayrıntısına kadar inceleme imkanı sağlıyor.
Sanal mikroskop programının özelliklerini en üst düzeyde kullanmak isteyenler, ''learn.arc.nasa.gov/vlab/index.html'' adresinden bilgi
alabileceği gibi başta çocuklar olmak üzere bir çok kişinin sorularını yanıtlayacak program siteden indirilebiliyor.Sanal mikroskop, nesnelerin element değerlerini de ayrıntılı olarak gösteriyor, örneğin kullanıcılar, Kosta Rika kumsalından alınan bir örnekte hangi elementin ne kadar yoğunlukta bulunduğunu inceleyebiliyor. Elementler çeşitli renklerle ayrıldığı gibi, üzerlerine gelindiğinde element değerleri hakkında daha detaylı bilgi sağlanıyor.
3 BOYUTLU ÇALIŞIYOR
Program, ilk yüklendiğinde 90 örnekte toplam 62 gigapiksellik fotoğraf bilgisi sunuyor. NASA'da kullanılan toplamda milyarlarca dolar değerindeki elektron mikroskobu (Philips Environmental Scanning Electron Microscope), florasan ışık mikroskobu (Fluorescence Light Microscope) ve atomik kuvvet mikroskobundan (Atomic Force Microscope) elde edilen görüntüler 3 boyutlu olarak meraklıların beğenisine sunuluyor.
Sanal NASA laboratuvarı, kullanıcılarına sunduğu üstün kalite görüntüsüyle aynı zamanda gerçek mikroskoptan inceleniyor havası veriyor. Sanal mikroskopta verilen örneklerde, herhangi bir noktayı yönetmek, büyütmek, kontrast ve parlaklık parametrelerini ayarlamak, odağı değiştirmek, temel düzenlemeyi analiz etmek, özellikleri ölçmek ve üç boyutta veriyi sağlamak mümkün oluyor.
Ayrıca, arayüzde, örneklere açıklayıcı not ekleme imkanı sağlayan programda, önceden yaratılan açıklayıcı notlar da incelenebiliyor.Dünyada büyük ilgi gören programla ilgili çeşitli internet sitelerinde görüşlerini açıklayan uzmanlar, programın özellikle lise ve üniversite dönemindeki gençlerin eğitimlerine katkı sağlayacağını vurguluyorlar. |
|
|
|
|
|
|
|
Copyright © 2007-2008
Dj SERSERI  enter
|
|
|
|
|
|
|
|